Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Flich’in sisteminde basketbolum çok gelişti. Savunmada tam saha baskılı savunma uyguluyorduk.

Bu tür basketbol benim sevdiğim basketbol tipi idi. 2.08 boyunda pivot oynuyordum. Hem çabuktum, hem de enerji dolu idim. Kollarımı açınca çok yer kaplıyordum. Böylece , rakip oyun kurucuların işlerini zorlaştırdığım gibi , çok top kapıyordum. Kollarım öyle uzundu ki, arabanın arka koltuğuna  oturup hiç öne eğilmeden öndeki her iki kapıyı aynı anda açabiliyordum. Üniversite de iken  bana “kukla “ diye ad takmışlardı. Çünkü , boş topların peşinden koşarken hep yere dökezleniyordum.
Kolej Junior takımında oynarken maç başına ortalama 21.8 sayı, 12.9 rebound ile All-American takımına seçildim. Ertesi yıl 27.4 sayı ve 14.4 rebound ortalaması ile yine All-American takımına seçildim. Sezon içinde iki maçta 50’şer sayı üzerine çıktım.
Kolej sonrasında NBA takımlarından New York Knicks takımı ile sözleşme imzaladım.
Sezon öncesi kampına katıldığımda takımın birçok yetenekli oyuncu ile dolu olduğunu gördüm. Her  ne kadar takımda yetenekli birçok  oyuncu varsa da  liderlik görevini üstlenecek tipte bir oyuncu henüz yoktu.
Ayrıca, oyuncuların coach Dick Mc Guire’a güvenleri hiç kalmamıştı. Takımda ki oyuncularla iletişim kurma yeteneği hemen hemen hiç yoktu. Bu nedenle kendisi yönetimce görevinden alındı ve yerine Red Holzman getirildi. Holzman sert karakterli , iğneleyici bir espri tarzına sahipti. Çok güçlü bir basketbol bilgi ve kültürüne sahipti. Çok başarılı bir basketbol hayatı ve geçmişi vardı.
Red basiti uygulamanın sihirbazı idi. Hiçbir zaman basitliği uygulamak için  hiçbir sistem uygulamadı. Geceleri sabaha kadar oturup yeni hücum sistemleri yaratmaya çabalamadı. Tek düşüncesi takımının  basketbolu doğru oynaması idi. Bu da hücumda  topu çevirmek ve savunmada sert müdafaa yapmaktır. Maç boyunca saha kenarında sürekli bağırdığı bir konu vardı. “TOPU GÖR”
Red’e göre uyanık olmak savunmanın temel taşıdır. Red antremanlarda savunmaya çok önem verirdi. Çünkü güçlü bir savunmanın her sorunu çözeceğine  inanırdı. Bazı antremanlarda elindeki hücum dizilişlerini içeren kağıtları poposunu siler gibi yaparak yere fırlatırdı. Demek istediği, takım olarak iyi  savunma yaparsak  hücumun kendi kendine yürütülebileceği idi.
Oyuncularının bütün maç boyunca  gözlerinin topun üzerinde olmasını isterdi. Böylece, bütün maç boyunca oyunun içinde  olmalarını  sağlardı. Knicks diğer  takımlar kadar uzun boylu bir takım değildi. Bu  nedenle beş oyuncunun birlikte bir takım gibi  birbirlerini destekledikleri ve yardımlaştıkları savunma sistemini uyguluyorduk.. Beş oyuncu bir oyuncu gibi çalıştıkları, elinde top olan oyuncuya ikili sıkıştırma yapmak, pas çizgisini  kapatmak, hücum takımına hata yaptırmak, sonucunda  rakip takımın ne  olduğunu anlamadan fast-break imkanı yaratmak ve yakalamak sistemin önemli bir parçası idi.
Red rakip takımın dengesini bozmak için tam saha baskılı savunma uygulamayı tercih ederdi. Gerçekten de ilk antremanda  bütün çalışma süresince  yalnız tam saha baskılı savunma çalıştık. Benim için oynadığım bütün  kolej takımlarında tam saha baskılı savunma uygulamalarında oyuncular olarak bu çalışmalardan çok keyf almıştık. Artık beni forvet oynatıyorlardı. Ben aslında pivot oyuncusu idim. Ama bu kez savunmadaki gayretimle takıma katkıda bulunuyordum. Sıçrama yeteneğim kısıtlı idi. Top kontrolüm zayıftı. Bu nedenle Red  benim için, “iki kereden fazla top sürmeme” kuralı geliştirmişti.

Son Makaleler

Sevdirin Basketbolu

Başarılı Antrenör

Hızlı Hücüm