Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

ABD

HENRY ABBOTT

2019 Dünya Basketbol Şampiyonasını kimin kazanacağını bilmiyorum ve tahmin edemiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa oda basketbolun vatanı sayılan Amerikanın olmayacağı kesindir. Bu şampiyonayı kazanacak ülkenin  kendini dünyanın en iyi takımı olarak görmesi pek doğru olmayacaktır. Çünkü, bu turnuva tam anlamı ile bir Dünya Şampiyonası sayılmaz.

Niçin?

Çünkü ABD’nin en iyi oyuncuları bu Şampiyonaya katılmıyorlar.

 

Bu konu enine boyuna çok tartışıldı. Birçok basketbol adamı bu oyuncuların katılmalarının şart olduğunu yazıyorlar.

Bana göre bu görüş çok saçma. Gary Vitti 32 yıl boyunca Los Angeles Lakers’ın kondisyoneri olarak çalıştı. Bu dönem içinde Pat Rİley ile de çalıştı. Vitti’nin anlatımı ile Riley kendisi, 12 oyuncusu, 2 yardımcısı ve Vitti’nin grubunu çok sıkı bir şekilde kontrol ederdi. Bu grubun dışındakiler ki Riley’in kendi karısı, çok yakın arkadaşı Chick Hearn dahil kimseyi içlerine sokmazlardı.

Vitti sadece takımın yardımcı antrenörü değil aynı zamanda takımın sırdaşı idi. Takımın bütün sırlarını biliyordu. Yeni kitabı “32 Years Of Titles From The Best Seat İn The House. What I Learned  About Happiness, Leadership And The Evolution Of Sports Sciences” da bütün bildiklerini ortaya döküyordu.

Oyuncuları antrenmanlarda fazla yormanın bir strateji olmadığını söyler. Bir zamanlar oyuncuları yormanın zararlı olmadığına inanılıyordu. 1989’da NBA finallerinden önce hazırlık için vakitleri vardı. Riley hazırlık için takımını Santa Barbara ‘ya götürdü. Vitti çalışmaların ölümcül tempoda geçtiğini anlatıyor. Byron Scott arka bacak adalelerini sakatladı. Magic Johnson ayak bileklerinden sakatlandı. Finallere gelene kadar hiçbir maçı kaybetmemişlerdi. Ama, finalde maç kazanamadılar.

Vitti sakatlıkların önlenmesine ilişkin olarak spor dünyasında ki anlayışın zayıf olduğunun üstüne basa basa söylüyor. İşin püf noktası oyuncuları hassas bir gözle yakından takip edebilmektir. 80’lerde oyuncuları yakından takip edebilecek teknolojilere sahip değildik. Eğer 80’lerde bu günkü teknoloji sahip olunsaydı 1989 yılında Lakers’ın üç yıl üst üste şampiyonluklarını kimse engelleyemezdi.

Yorgunluktan dolayı vücut dengesi kaybolunca, hareket etkinliği de kaybolur ve sakatlık riski çoğalır. Günümüzde duvar yıkmaya gerek yok. Onun yerine doğru çalışma ve antrenmanlarla ve yönlendirilmelerle duvar onarılabilir.

Yazısına şöyle devam ediyor “teknoloji günümüzde vücut yapısında ki gözle görülmeyen bozuklukların ortaya çıkmasına yardımcı olabiliyor.” İnsanlar değişik hareketler yapmaya başlayınca sakatlıklarda çoğalmaya başlıyor.

Artık bizler biliyoruz, oyuncularda biliyorlar. NBA’nin büyük oyuncuları yazın basketbol oynamak istemiyorlar.

-Oyuncular akıllı.

-NBA arşivlerinde NBA Finallerin de sakatlanan bütün oyuncuların sakatlık kayıtları bulunmaktadır.

-Spor bilimcileri bu tür müsabakaların sezon boyunca önemli sakatlıklara neden olabileceğini belirtiyorlar.

- Paul George   beş sezon önce sakatlıkla NBA’ye örnek olmuştur.

-FİBA ve Amerikan basketbol yetkilileri Amerikalıların önemli basketbol müsabakalarını benimseyip önemsemelerini sağlayamadılar.

-Irkçılığın ulusal duyguların önüne geçmesi engellenmiştir.

-Ülkelerin bu konularda ki çabaları yararlı olmamıştır.

-Amerika’daki yoğun basketbol trafiği dolayısıyla (AAU, NCA; NBA) NBA yıldızları çok yorgun düşmektedirler.

Hemen hemen her yaz mevsiminde şöyle bir konuşma yapılmaktadır. Üç yaz önce ESPN’de Toım Haberstroh ve Baxter Holmes’in programında şöyle bir diyalog geçti. O günden bugüne her alanda bayağı bir gelişme oldu. Bilimde özellikle. Oyuncular artık neyin ne olduğunu daha iyi anlıyor ve biliyor. Bu gelişmelere uzak kalan sadece yıllık düzenlenen fikstürler. Programda ki konuşmalar konuya daha  da bir açıklık getiremez.

LeBron James: ”Bütün oyuncular maç sayısının kaldıramayacağımız kadar aşırı olduğunu düşünüyoruz.”

Damian Lillard:”Daha çok yıpranmazsam sahada daha enerjik olurum ve yere daha güçlü basarım. Çoğu zaman kendini yıpranmış hissediyorsun.”

Kobe Bryant:” Oyuncular daha iyi dinlenirlerse ve daha sağlıklı olurlarsa ve kenarda daha çok dinlenirler ve daha çok süre alırlar. Daha sağlıklı oyuncunun katkıları daha çok olur. Galibiyetler hem sporcuları, hem takımı ve hem de seyirciyi mutlu eder.

Lakers’ın uzun süredir kondisyonerliğini yapan Vitti:” Maalesef, oyuncuların gerçekten ne yapabileceklerini asla göremeyeceğiz. Zira, yoğun fikstürleri dolayısıyla her zaman yorgundurlar. Yeteneklerini ortaya koyma fırsatını elde edememektedirler.”

Dinlenmek için bir, iki hafta orada, burada tatil yapmak o kadar yeterli değildir. Amerikan Milli Takımına davet edilen birçok üst düzey oyuncu çok ileri derece de uzmanlaşmış sakatlıkları önleme elemanları ile çalışmaktadırlar.(LeBron James yanında her zaman sakatlıkları önlemek için uzman Donnie Raimon ile birlikte olmaktadır.) Birçok oyuncu Marcus Elliott ile çalışmaktadır.

Vitti, Elliot ve Haberstroh yazın yapılan Milli Takım çalışmaların takımlara pahalıya patladığını duyuruyorlar. Bundan öte, uzun bir NBA sezonundan sonra, rekabetçi uluslararası müsabakalara hazırlanmak oyuncuların NBA maçlarında oynaması verimlerinin düşürüyor. NBA basketbolu daha çok şuta dayanan, çok çekişmeli ve büyük ölçüde kazanmaya yönelik oynanmaktadır.  Oyuncular böyle bir ligde oynayabilmek için kendilerini her açıdan maçlara hazırlamalıdırlar.

Bu sporcuların dinlenmeleri, sakatlıklarından kurtulmaları, bir sonra ki sezona hazır olabilmeleri için tek zamanları olan ölü sezondur. Artık NBA’de bu işin ancak bu şekilde çözümlenebileceğinin farkına varmaya başladı. Önlerindeki yedi ayda verimli olabilmeleri için bu süreyi çok iyi değerlendirmeleri gerekir.

Blazers’in yıldız oyuncusu C.T. McCellum Amerikan Milli Takımında oynamaya karara verdi. Kendini güçlü tutabilmek için P3 programını uyguladı. Amacı hem Milli Takım hem de NBA için hazır olmaktı. Oyuncular 1989’da Lakers’ın başına gelenleri duyunca daha dikkatli davranmaya başladılar.

Kendinizi fiziksel olarak hazırlamazsanız Mart ayında sakatlıkları hissetmeye başlarsınız. Mart Nisan sakatlıkların arttığı dönemdir. Oyuncular yaz ayları boyunca dinlenmek yerine basketbol oynamaları doğru zamanda en tepede en verimli oynamalarını engeller.

Athletic dergisinde Joe HARRİS’İN Çin’den   Milli takıma katılmak için New York’a uçacağını, kamptan sonra Çin’e hemen dönüp hazırlık maçlarında oynayacağını yazıyor. Sadc uçak yolculukları bile insanı çok yorar. Pacers’ın oyuncusu Myles Turner’ın Vardon’a söylediklerini dinleyelim.

Turner,”İşin zor tarafı  FIBA  basketbolunun ne kadar yıpratıcı olduğudur.” Kendisi Nikola Jokic ve Rudy Gobert’i maçlara hazırlamayı üstlenmiş durumda. “Oyuncuları bu yıpratıcı    NBA ligine hazırlamak, vücudu uzun lige hazır halde bulundurmak gerekir. Sezona her açıdan hazır girmek, sezonu sağlıklı tamamlamak oyuncu için gereklidir. Küçük şeyleri uygulayarak vücudunuzu koruyabilirsiniz.

Kısa bir süre sonra Turner takımı İndiana  Pacers ile Hindistanda maçlar oynadı.

Bu makalemin amacı NBA oyuncularının Amerikan Milli Takımında oynamak isteyip istememeleri hakkında değildir. Esas amacın basketbolu yöneten güçlerin, NBA, FIBA’nın yaratacağı düzenle oyuncuları rahatlatıp milli takımlarında oynamaya istekli bir hale getirmektir. Ama öyle görülüyor ki yetkililerin bu durumla ilgilenmeye hiç ama hiç niyetlerinin olmamasıdır. Bunun yerine yaptıkları sadece oyuncuları Milli takımda oynamak istemediklerini tenkit etmektir. Eğer oyuncuların sakatlanmadan oynayabileceklerini sağlayacakları bir takvim hazırlayabilirlerse Amerikan Milli Takımı hiçbir maçını kaybetmeyecektir. Böyle bir programın hazırlanmasına kadar NBA’nin yıldızlarının tenkit edilmeleri yersizdir. David Thorpe’un genç oyuncuları geliştirme programına dört elle sarılmamız  en doğru yol olacaktır.

Son Makaleler

Sevdirin Basketbolu

Başarılı Antrenör

Hızlı Hücüm