Şampiyonlukların simgesi yüzüktür.
NBA’de yüzük sosyal üstünlüğü ve gücü temsil eder. Yüzük her ne kadar şatafatlı ve görünüş olarak kaba ise de şampiyonluk yüzüğü her oyuncunun kazanmayı düşlediği bir rüyadır. Yüzüğü kazanmak tüm NBA oyuncularının en büyük motivasyonudur ve oyuncuların uzun ve yorucu sezona katlanmalarının tek nedenidir.
Chicago Bulls’un eski genel menajeri Jerry Krause bunu anlamıştı.1987 yılında Bulls’a yardımcı antrenör olarak katıldığımda Krause New York Knicks ile kazandığım iki şampiyonluk yüzüğünü genç oyuncuları etkilemem için her zaman takmamı istemişti. CBNA’de coachluk yaparken play-off’lar da oyuncuları teşvik için yüzüklerimi hep takardım Daha sonra ki antrenörlük hayatımda play-off’lar da ve şampiyonluk seremonileri gibi önemli günlerde yüzüklerimi hep taktım.
Psikolojik olarak, çember derin bir anlam taşır. Kişinin ahengini, çevre ile bağlantı kurmasını ve ruhsal bütünlüğü aramayı sağlar. Amerikan yerlilerinin kültüründe çemberin birleştirici gücüne o kadar güçlü inanılır ki, tüm Kızılderili topluluklarının her biri birer çemberden oluşan bir topluluk olduğuna inanılır. Çadır bir çemberdir, kamp ateşi bir çemderdir, köyleri bir çemberdir,
Kızılderili topluluklarının oluşumu bir çemberdir. Çember içinde bir başka çember, halka içinde halka gibi. Ne başı ne de sonu vardır.
Zaman içinde oyuncular çemberin taşıdığı derin anlamı anlamaya başladılar. Sezon başında, bundan sonra ki her maçın başında el ele bir çember oluşturup söyledikleri bir slogan yarattılar. “Bir, iki, üç yüzük.”
Törenin açılışında yaptığım konuşmada, ”Bu takımın sloganı nedir? Yüzük.” diye bağırdıktan sonra 2002!de son şampiyona da kazandığımız şampiyonluk yüzüğünü havaya kaldırdım. ”Yüzük. Logomuz bu idi. Bu sadece bir altın parçası değildir. Bu oyuncular arasında güçlü bağlantıları yaratan çemberdir.” Birbirlerine karşı duydukları büyük bir sevgi ve saygıdır.